Su Kıtlığı Yaşamamak İçin Etkili Önlemler Alınmalı
Su Kıtlığı Yaşamamak İçin Etkili Önlemler Alınmalı
Prof. Dr. Gökşen Çapar, Türkiye'nin su stresi çektiğini ve 2030'da su fakiri olabileceğini belirtti. Su kaynaklarının etkili kullanımı gerektiğine vurgu yaparak, "Her havza için su tüketim planı hazırlamalıyız" dedi. Su ve iklim krizinin ciddiyetine dikkat çekildi.
Haber Giriş Tarihi: 20.04.2025 00:19
Haber Güncellenme Tarihi: 20.04.2025 00:24
Kaynak:
Şehrin Nabzı Haber
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökşen Çapar,
Türkiye’nin hızla su stresi çeken bir ülke haline geldiğine dikkat çekerek, su kıtlığı
yaşamamak için kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması gerektiğini
söyledi.
Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonu’nda, Su Verimliliği ve Sürdürülebilirlik
Konferansı düzenlendi. Konferansta suyun hayati önemine dikkat çekildi ve su
kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda farkındalık ortaya konuldu.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökşen Çapar ve Öğr. Gör. Dr. Tolga Plevneli, suyun
geleceği konusunda önemli bilgiler sundu. Programa ASÜ Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Ömer Köse, il müdürleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
“Havza Bazlı Su Tüketimi Planı Hazırlamalıyız”
Konferansta konuşan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Gökşen Çapar, iklim değişikliği, nüfus artışı ve çevresel tehditler nedeniyle suyun
korunmasının her zamankinden daha kritik hale geldiğinin altını çizerek, Türkiye’nin
2030’dan sonra su fakiri ülke konumuna düşebileceğini vurguladı. Su ve iklim krizi
konusunun çok ciddi bir mesele haline geldiğini kaydeden Prof. Dr. Çapar,
“Dünyamız ve ülkemizin içinde bulunduğu duruma baktığımız zaman su konusunun
ne kadar önemli konu olduğunu çok iyi anlıyoruz. Doğal kaynak yönetimi çok kritik bir
duruma geldi. Sınırlı kaynaklar ve nüfus artışıyla birlikte ortaya bir kıtlık sorunu da
çıktı. Türkiye’de kişi başına su potansiyeli her geçen yıl azalıyor. Türkiye, su kıtlığı ve
stresi çeken bir ülke haline gelmiştir. Bu tamamen ülkenin su potansiyeli ve nüfusuyla
ilgilidir. 2030’dan sonra su konusunda ciddi sorunlar bizi bekliyor. Tedbirlerimizi
şimdiden almak zorundayız. Su kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanmalıyız”
dedi. Türkiye’de su kaynaklarının önemli bir kısmı tarımda kullanıldığını ileten Prof.
Dr. Çapar, gelişmiş ülkelerde ise su kaynaklarının genelde sanayide kullanıldığını
belirtti. Türkiye’nin su kaynaklarına göre tarımsal üretimini şekillendirmesi gerektiğini
aktaran Prof. Dr. Çapar, “Elimizdeki su kaynaklarını çok dikkatli bir şekilde kullanmak
zorundayız. Her havza için havza bazlı su tüketimi planı hazırlamayız. Her
havzamızda farklı bir risk var. Bitki desenini ona göre şekillendirmeyiz” çağrısında
bulundu.
“Su ve İklim Krizi Konusunu Gündemde Tutmalıyız”
İklim krizinin yalnızca doğayı değil, kentleşme süreçlerinden sağlığa, sanayiden
tarıma kadar pek çok sektörü olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Çapar, su ve iklim
krizinin sürekli gündemde tutulması gerektiğini dile getirdi. İklim krizinin çok sayıda
olumsuz doğa olaylarını da beraberinde getirdiğini aktaran Çapar, şunları söyledi:
“Kentleşme olgusu da iklim krizini artırıyor. Köylerde nüfus azalıyor, şehirlerdeki
nüfus hızla artıyor. Doğal kaynaklar çok hızlı bir şekilde tüketiliyor. Küresel ısınma ile
birlikte şehirlerdeki iklimler de değişti. Her türlü olumsuz senaryoya karşı tedbirlerin
daha fazla geç kalınmadan alınması gerekiyor.” Konferansta ayrıca Öğr. Gör. Dr.
Tolga Plevneli de küresel ısınma, doğal kaynakların verimli kullanımı ve
sürdürülebilirlik konularında bir sunum gerçekleştirdi. Konferansın ardından
konuşmacılar, davetlilerin sorularını cevapladı. Konferansın sonunda ASÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Köse, günün anısına konuşmacılara hediye takdim etti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Su Kıtlığı Yaşamamak İçin Etkili Önlemler Alınmalı
Prof. Dr. Gökşen Çapar, Türkiye'nin su stresi çektiğini ve 2030'da su fakiri olabileceğini belirtti. Su kaynaklarının etkili kullanımı gerektiğine vurgu yaparak, "Her havza için su tüketim planı hazırlamalıyız" dedi. Su ve iklim krizinin ciddiyetine dikkat çekildi.
Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökşen Çapar,
Türkiye’nin hızla su stresi çeken bir ülke haline geldiğine dikkat çekerek, su kıtlığı
yaşamamak için kaynakların etkili ve verimli bir şekilde kullanılması gerektiğini
söyledi.
Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Konferans Salonu’nda, Su Verimliliği ve Sürdürülebilirlik
Konferansı düzenlendi. Konferansta suyun hayati önemine dikkat çekildi ve su
kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi konusunda farkındalık ortaya konuldu.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökşen Çapar ve Öğr. Gör. Dr. Tolga Plevneli, suyun
geleceği konusunda önemli bilgiler sundu. Programa ASÜ Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Ömer Köse, il müdürleri, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
“Havza Bazlı Su Tüketimi Planı Hazırlamalıyız”
Konferansta konuşan Ankara Üniversitesi Su Yönetimi Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Gökşen Çapar, iklim değişikliği, nüfus artışı ve çevresel tehditler nedeniyle suyun
korunmasının her zamankinden daha kritik hale geldiğinin altını çizerek, Türkiye’nin
2030’dan sonra su fakiri ülke konumuna düşebileceğini vurguladı. Su ve iklim krizi
konusunun çok ciddi bir mesele haline geldiğini kaydeden Prof. Dr. Çapar,
“Dünyamız ve ülkemizin içinde bulunduğu duruma baktığımız zaman su konusunun
ne kadar önemli konu olduğunu çok iyi anlıyoruz. Doğal kaynak yönetimi çok kritik bir
duruma geldi. Sınırlı kaynaklar ve nüfus artışıyla birlikte ortaya bir kıtlık sorunu da
çıktı. Türkiye’de kişi başına su potansiyeli her geçen yıl azalıyor. Türkiye, su kıtlığı ve
stresi çeken bir ülke haline gelmiştir. Bu tamamen ülkenin su potansiyeli ve nüfusuyla
ilgilidir. 2030’dan sonra su konusunda ciddi sorunlar bizi bekliyor. Tedbirlerimizi
şimdiden almak zorundayız. Su kaynaklarını etkili ve verimli bir şekilde kullanmalıyız”
dedi. Türkiye’de su kaynaklarının önemli bir kısmı tarımda kullanıldığını ileten Prof.
Dr. Çapar, gelişmiş ülkelerde ise su kaynaklarının genelde sanayide kullanıldığını
belirtti. Türkiye’nin su kaynaklarına göre tarımsal üretimini şekillendirmesi gerektiğini
aktaran Prof. Dr. Çapar, “Elimizdeki su kaynaklarını çok dikkatli bir şekilde kullanmak
zorundayız. Her havza için havza bazlı su tüketimi planı hazırlamayız. Her
havzamızda farklı bir risk var. Bitki desenini ona göre şekillendirmeyiz” çağrısında
bulundu.
“Su ve İklim Krizi Konusunu Gündemde Tutmalıyız”
İklim krizinin yalnızca doğayı değil, kentleşme süreçlerinden sağlığa, sanayiden
tarıma kadar pek çok sektörü olumsuz etkilediğini belirten Prof. Dr. Çapar, su ve iklim
krizinin sürekli gündemde tutulması gerektiğini dile getirdi. İklim krizinin çok sayıda
olumsuz doğa olaylarını da beraberinde getirdiğini aktaran Çapar, şunları söyledi:
“Kentleşme olgusu da iklim krizini artırıyor. Köylerde nüfus azalıyor, şehirlerdeki
nüfus hızla artıyor. Doğal kaynaklar çok hızlı bir şekilde tüketiliyor. Küresel ısınma ile
birlikte şehirlerdeki iklimler de değişti. Her türlü olumsuz senaryoya karşı tedbirlerin
daha fazla geç kalınmadan alınması gerekiyor.” Konferansta ayrıca Öğr. Gör. Dr.
Tolga Plevneli de küresel ısınma, doğal kaynakların verimli kullanımı ve
sürdürülebilirlik konularında bir sunum gerçekleştirdi. Konferansın ardından
konuşmacılar, davetlilerin sorularını cevapladı. Konferansın sonunda ASÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Köse, günün anısına konuşmacılara hediye takdim etti.
Kaynak: Şehrin Nabzı Haber
En Çok Okunan Haberler