TELEVİZYONLARDA SİGARA DEMEK YASAK, KAYNANA SEVMEK SERBEST
Yazının Giriş Tarihi: 17.04.2025 08:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.04.2025 02:41
Merhaba Şehrin Nabzı Haber Gazetesi değerli okuyucuları. Hepimiz alakası olsun olmasın siyasetin içine gömülüp, o girmiş bu çıkmış kafamızı meşgul ederken neler oluyor neler. Olup biteni gündüz kuşağının saçma sapan programları bir taraftan üstten üstten yargı dağıtarak kınar gibi yaparken, diğer taraftan normalleşmenin kapısını aralıyor. Birileri kaynana, gelin, komşu dinlemeden uçkurunun derdine düşüyor. Birileri bu uçkur düşkünlerini gazetecilik, programcılık adı altında stüdyoda ağırlıyor.
Bir ülkeyi en kolay yıkma yöntemi kaleyi içten çökertmek ya .. İşte bu işi sağ olsun bizim televizyon kanalları layığı ile yapıyor. Onlar yapıyor yapmasına da RÜTÜK buna nasıl izin veriyor. Toplumu şiddet, ülkeyi ensest bürümüşken, şiddetin dibine vuran akşam dizileri, ensesttin sınırını zorlayan sabah ve gündüz kuşağı programları RÜTÜK tarafından hiç mi seyredilmiyor.
Sigaranın dumanını blurlayan, ismini anmayı bile yasak kılan kurumlar sabah programlarında ve dizilerde yaşanan ahlaksızlıkları, nasıl çoluk çocuğun ekran başında olduğu saatlerde toplumun gözüne sokup aklına düşürüyor!
Toplumun bazı kesimlerinde dizilere ve gördüklerine özentili tavırla bakan. “demek ki oluyor, bende yapsam ne olur ki” diye içselleştiren insanların varlığı hiç mi akıllarına gelmiyor.
Şahım adına söylüyorum ki; ahlaksızlığı normalleştiren sabah kuşağı programlarından ve o silaha özendiren mafya dizilerinden tiksiniyorum! Kaynanası ile kaçanları, önüne geleni vurup, bir şey olmamış gibi gidip çay içen siyah ceketli, siyah arabalı eşkıyaları artık görmek istemiyorum.
Toplumu kin ve nefrete teşvik ediyor diye gazeteci yorumlarına takıldığı kadar bu programlara takılsa keşke. Türk halkının önüne din diye gelenek koymaktan vaz geçilse. Bu programların tamamı yasaklansa. Eskiden olduğu gibi çoluk çocuk birlikte utanmadan sıkılmadan seyredilebilecek aile dizileri yapılsa.
Evde oturan kadınlara öğlene kadar bu programları seyrettirmek yerine çocuklarını nasıl daha güzel yetiştirebilirler programları yapılsa.
Biz yine bu uyarılarımızı kendimiz söyleyip kendimiz dinleriz. Herkes talep bu yönde yalanı ile aynı yayınlara devam eder. Vatandaşta bize sunulan bu der ve seyreder.
Toplum biter, aile çöker, suç oranı artar, ceza evlerinde 17 kişilik koğuşlarda 37 kişi kalmaya devam eder. Toplum bu programlarla bir ahlaki dejenerasyon içinde suça ve suçluya özenmeye ve uygulamaya geçmeye devam eder! Bizim gibilere de bakıp bakıp üzülmek düşer.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derya Özaba
TELEVİZYONLARDA SİGARA DEMEK YASAK, KAYNANA SEVMEK SERBEST
Merhaba Şehrin Nabzı Haber Gazetesi değerli okuyucuları. Hepimiz alakası olsun olmasın siyasetin içine gömülüp, o girmiş bu çıkmış kafamızı meşgul ederken neler oluyor neler. Olup biteni gündüz kuşağının saçma sapan programları bir taraftan üstten üstten yargı dağıtarak kınar gibi yaparken, diğer taraftan normalleşmenin kapısını aralıyor. Birileri kaynana, gelin, komşu dinlemeden uçkurunun derdine düşüyor. Birileri bu uçkur düşkünlerini gazetecilik, programcılık adı altında stüdyoda ağırlıyor.
Bir ülkeyi en kolay yıkma yöntemi kaleyi içten çökertmek ya .. İşte bu işi sağ olsun bizim televizyon kanalları layığı ile yapıyor. Onlar yapıyor yapmasına da RÜTÜK buna nasıl izin veriyor. Toplumu şiddet, ülkeyi ensest bürümüşken, şiddetin dibine vuran akşam dizileri, ensesttin sınırını zorlayan sabah ve gündüz kuşağı programları RÜTÜK tarafından hiç mi seyredilmiyor.
Sigaranın dumanını blurlayan, ismini anmayı bile yasak kılan kurumlar sabah programlarında ve dizilerde yaşanan ahlaksızlıkları, nasıl çoluk çocuğun ekran başında olduğu saatlerde toplumun gözüne sokup aklına düşürüyor!
Toplumun bazı kesimlerinde dizilere ve gördüklerine özentili tavırla bakan. “demek ki oluyor, bende yapsam ne olur ki” diye içselleştiren insanların varlığı hiç mi akıllarına gelmiyor.
Şahım adına söylüyorum ki; ahlaksızlığı normalleştiren sabah kuşağı programlarından ve o silaha özendiren mafya dizilerinden tiksiniyorum! Kaynanası ile kaçanları, önüne geleni vurup, bir şey olmamış gibi gidip çay içen siyah ceketli, siyah arabalı eşkıyaları artık görmek istemiyorum.
Toplumu kin ve nefrete teşvik ediyor diye gazeteci yorumlarına takıldığı kadar bu programlara takılsa keşke. Türk halkının önüne din diye gelenek koymaktan vaz geçilse. Bu programların tamamı yasaklansa. Eskiden olduğu gibi çoluk çocuk birlikte utanmadan sıkılmadan seyredilebilecek aile dizileri yapılsa.
Evde oturan kadınlara öğlene kadar bu programları seyrettirmek yerine çocuklarını nasıl daha güzel yetiştirebilirler programları yapılsa.
Biz yine bu uyarılarımızı kendimiz söyleyip kendimiz dinleriz. Herkes talep bu yönde yalanı ile aynı yayınlara devam eder. Vatandaşta bize sunulan bu der ve seyreder.
Toplum biter, aile çöker, suç oranı artar, ceza evlerinde 17 kişilik koğuşlarda 37 kişi kalmaya devam eder. Toplum bu programlarla bir ahlaki dejenerasyon içinde suça ve suçluya özenmeye ve uygulamaya geçmeye devam eder! Bizim gibilere de bakıp bakıp üzülmek düşer.
Hoşça Kalın Dostça Kalın
Derya ÖZABA
Komşu Köyün Delisi