Merhaba değerli okuyucular. Gümbür gümbür bir hafta oldu yine. İki konuyla haftayı geçirdik. Birkaç olayı, birkaç fotoğrafı döndürdük döndürdük temcit pilavı gibi ortaya koyduk. Kafası karışık seçmeni kırk taklayla etkilemeye çalışanların amaçlarına ulaşmalarında basamak olduk. Her zaman olduğu gibi bir hafta önce konuştuğumuzu da bir hafta sonra unuttuk.
Neler Konuşacaktık?
Deprem bölgesinde ramazan ayını geçirmeye çalışan vatandaşlarımızı
Henüz çadırı olmayan, aldığı çadırı da sele kaptıran depremzedeleri
İnsanların ne zamana kadar memleketlerinden kilometrelerce uzaklarda, öğrencilere ait yurtlarda yaşayacağını
Yakın zamanda yaşanan depremin bizi ne kadar bilinçlendirdiğini ya da bilinçlendirip bilinçlendirmediğini
Halen artçıların devam ettiği yerlerde atılan konut temellerinin ne kadar dayanıklı olup olmayacağını
Ülkenin üst üste yaşanan felaketlerden sonra ne kadar zamanda toparlanabileceğini
Kıymanın kilosunun 300 lira, Türkiye’nin en büyük banknotunun 200 lira olduğunu ve en büyük banknotumuzun bir kilo kıyma etmediğini
İlk yerli otomobil TOGG’un ilk sahibini bulduğunu ve bu geç kalmış zaferin tüm ülkenin gurur kaynağı olduğunu
Hangi Cumhurbaşkanı adayının daha ayakları yere basan vaatler verdiğini
Seçim sonrası, seçim öncesi verilen vaatler yüzünden kemerleri ne kadar sıkmamız gerekeceğini
Akaryakıt fiyatlarını
Kuru soğanın neden bu kadar pahalı olduğunu
Bunun gibi daha birçok şey vardı konuşulacak…
Peki, biz ne konuştuk?
İYİ Parti binasına isabet eden kurşunun nereden geldiğini
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun bastığı seccadenin kutsal olup olmadığını
Benim söyleyeceklerim bu kadar, şimdi siz karar verin neyi konuşup neyi sorgulayacağınıza…
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Derya Özaba
Neler konuşacaktık, neler konuştuk?
Merhaba değerli okuyucular. Gümbür gümbür bir hafta oldu yine. İki konuyla haftayı geçirdik. Birkaç olayı, birkaç fotoğrafı döndürdük döndürdük temcit pilavı gibi ortaya koyduk. Kafası karışık seçmeni kırk taklayla etkilemeye çalışanların amaçlarına ulaşmalarında basamak olduk. Her zaman olduğu gibi bir hafta önce konuştuğumuzu da bir hafta sonra unuttuk.
Neler Konuşacaktık?
Deprem bölgesinde ramazan ayını geçirmeye çalışan vatandaşlarımızı
Henüz çadırı olmayan, aldığı çadırı da sele kaptıran depremzedeleri
İnsanların ne zamana kadar memleketlerinden kilometrelerce uzaklarda, öğrencilere ait yurtlarda yaşayacağını
Yakın zamanda yaşanan depremin bizi ne kadar bilinçlendirdiğini ya da bilinçlendirip bilinçlendirmediğini
Halen artçıların devam ettiği yerlerde atılan konut temellerinin ne kadar dayanıklı olup olmayacağını
Ülkenin üst üste yaşanan felaketlerden sonra ne kadar zamanda toparlanabileceğini
Kıymanın kilosunun 300 lira, Türkiye’nin en büyük banknotunun 200 lira olduğunu ve en büyük banknotumuzun bir kilo kıyma etmediğini
İlk yerli otomobil TOGG’un ilk sahibini bulduğunu ve bu geç kalmış zaferin tüm ülkenin gurur kaynağı olduğunu
Hangi Cumhurbaşkanı adayının daha ayakları yere basan vaatler verdiğini
Seçim sonrası, seçim öncesi verilen vaatler yüzünden kemerleri ne kadar sıkmamız gerekeceğini
Akaryakıt fiyatlarını
Kuru soğanın neden bu kadar pahalı olduğunu
Bunun gibi daha birçok şey vardı konuşulacak…
Peki, biz ne konuştuk?
İYİ Parti binasına isabet eden kurşunun nereden geldiğini
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’ nun bastığı seccadenin kutsal olup olmadığını
Benim söyleyeceklerim bu kadar, şimdi siz karar verin neyi konuşup neyi sorgulayacağınıza…
Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.
Derya Özaba
Komşu Köyün Delisi