Merhaba gazetemizin değerli okuyucuları, kan ve şiddet dolu bir haftayı daha geride bıraktık. Günlerdir dünya, 50 senedir süren ve hiçbir şekilde çözümlenemeyen bir çatışmanın yeniden kızışıp akıl almaz bir savaşa dönüşmesini izliyor. Canlı yayınlarla, an be an tüm dünyanın gözünün önüne serilen bu savaşı hiçbir şey yapmadan izlemekse çokta olağan bir şeymiş gibi görülüyor.
İnsanlığın tepesine atılan bombalar, düşman askerine kafa tutan küçücük kız çocukları, elektriği suyu kesilen hastaneler, bombalanan kamplar…
Ekran başında normal hayatını sürdürerek, bir gözü ile de yaşanan katliamları izleyenler insanlığa karşı yapılan, belki de tarihin en büyük ayıplarından birine tanıklık ediyor.
Belki de Nazilerin Yahudilere uyguladığı zulmün bir benzerini İsrail Filistin’e uyguluyor. Sadece Filistinli siviller değil İsrailli sivillerde zarar görüyor. Güç ve güçlüler yine insanlığa zulümden yana taraf oluyor. Vicdanlar rafa kalkıyor. Hiç de adaletli bir savaş olmuyor!
Olmayan o kadar çok şey var ki bu savaşta… Sivillerin dokunulmazlığı hiçe sayılıyor, insani ihtiyaçlara erişim engelleniyor. Ülkeler taraf belirtirken kar zarar ilişkisi yapıyor. Bazıları gözünü kulağını kapatıp üç maymunu oynuyor. Olmuyor!
Ben savaş uzmanı değilim, tarihçi değilim, siyasi değilim sadece bir insanım. Sizler gibi savaşta neyin etik neyin etik olmadığını biliyorum sadece. Bu olanların hiçde etik olmadığını görüyorum. Savaşta dokunulmaz yerlerin, kişilerin kim olduğunu biliyorum mesela… Savaşta bile insanı ihtiyaçlara erişimin engellenemiyeceğini biliyorum.
Bilemediklerimde var…
Mesela nasıl oluyorda sivillerin tepesinden bombalar yağarken buna göz yumulduğunu bilemiyorum!
Nasıl oluyorda sivil yerleşim alanları, hastaneler, kamplar ve bu gibi yerler hedef alınıyor bilemiyorum!
Nasıl oluyorda elektirğin suyun kullanımına koyulan engele müdehale edilemiyor bilemiyorum!
En çokta küçücük çocuklar, bebekler hiçbir günahları yokken neden ölüyor bilemiyorum!
Tek bildiğim şey ise Türkiye’nin bu olaydada başka olaylarda, başka savaşlarda olduğu gibi söz geçirerek bir arabuluculuk görevi üstleneceği.
Umduklarımda var tabii ki; bir an evvel savaşların durması, dünyanın neresinde olursa olsun sivillerin artık huzur içinde yaşaması.
Şimdi bende sizler gibi yeniden gözümü televizyona dikip elimden bir şey gelmeden gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim ve sizler gibi başta müslümanlar olmak üzere tüm sivillerin, en çokta çocukların zarar görmemesi için dua edeceğim.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Web.tv
Derya Özaba
GÜNAHSIZ BEBEKLER NEDEN ÖLÜYOR ANLAYAMIYORUM
Merhaba gazetemizin değerli okuyucuları, kan ve şiddet dolu bir haftayı daha geride bıraktık. Günlerdir dünya, 50 senedir süren ve hiçbir şekilde çözümlenemeyen bir çatışmanın yeniden kızışıp akıl almaz bir savaşa dönüşmesini izliyor. Canlı yayınlarla, an be an tüm dünyanın gözünün önüne serilen bu savaşı hiçbir şey yapmadan izlemekse çokta olağan bir şeymiş gibi görülüyor.
İnsanlığın tepesine atılan bombalar, düşman askerine kafa tutan küçücük kız çocukları, elektriği suyu kesilen hastaneler, bombalanan kamplar…
Ekran başında normal hayatını sürdürerek, bir gözü ile de yaşanan katliamları izleyenler insanlığa karşı yapılan, belki de tarihin en büyük ayıplarından birine tanıklık ediyor.
Belki de Nazilerin Yahudilere uyguladığı zulmün bir benzerini İsrail Filistin’e uyguluyor. Sadece Filistinli siviller değil İsrailli sivillerde zarar görüyor. Güç ve güçlüler yine insanlığa zulümden yana taraf oluyor. Vicdanlar rafa kalkıyor. Hiç de adaletli bir savaş olmuyor!
Olmayan o kadar çok şey var ki bu savaşta… Sivillerin dokunulmazlığı hiçe sayılıyor, insani ihtiyaçlara erişim engelleniyor. Ülkeler taraf belirtirken kar zarar ilişkisi yapıyor. Bazıları gözünü kulağını kapatıp üç maymunu oynuyor. Olmuyor!
Ben savaş uzmanı değilim, tarihçi değilim, siyasi değilim sadece bir insanım. Sizler gibi savaşta neyin etik neyin etik olmadığını biliyorum sadece. Bu olanların hiçde etik olmadığını görüyorum. Savaşta dokunulmaz yerlerin, kişilerin kim olduğunu biliyorum mesela… Savaşta bile insanı ihtiyaçlara erişimin engellenemiyeceğini biliyorum.
Bilemediklerimde var…
Mesela nasıl oluyorda sivillerin tepesinden bombalar yağarken buna göz yumulduğunu bilemiyorum!
Nasıl oluyorda sivil yerleşim alanları, hastaneler, kamplar ve bu gibi yerler hedef alınıyor bilemiyorum!
Nasıl oluyorda elektirğin suyun kullanımına koyulan engele müdehale edilemiyor bilemiyorum!
En çokta küçücük çocuklar, bebekler hiçbir günahları yokken neden ölüyor bilemiyorum!
Tek bildiğim şey ise Türkiye’nin bu olaydada başka olaylarda, başka savaşlarda olduğu gibi söz geçirerek bir arabuluculuk görevi üstleneceği.
Umduklarımda var tabii ki; bir an evvel savaşların durması, dünyanın neresinde olursa olsun sivillerin artık huzur içinde yaşaması.
Şimdi bende sizler gibi yeniden gözümü televizyona dikip elimden bir şey gelmeden gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim ve sizler gibi başta müslümanlar olmak üzere tüm sivillerin, en çokta çocukların zarar görmemesi için dua edeceğim.
Savaşsız günlerde görüşmek üzere…
Derya Özaba
Koşu Köyün Delisi