Merhaba değerli okuyucular. Liste savaşları arasında bolca telefon trafiği yaşadığımız bir haftayı kesin listelerle nihayetlendirdik.
Belediye Meclis üyesi adayları ve il genel meclis üyesi adayları kıran kırana bir mücadele içindelerdi. Ne kadar çalışırsak o kadar göze gireriz, listede en iyi yere yerleşiriz diye düşünen aday adayları gecelerini gündüzlerine kattılar. Çat kapı gezenler, sosyal çevrelerini toplayıp gövde gösterisi yapanlar, bir de sessiz sedasız köşesine çekilip bekleyenler vardı.
Hafta ortasına doğru tüm partiler peş peşe patlattı listeleri. AK Parti meclis adayları öncesinde basına sızmıştı zaten. Partiye teveccüh mü azaldı bilinmez, AK Parti listesi eski başkanlar geçidi gibiydi. İYİ Parti, ser verdi sır vermedi. Bu kez yönetimin en dibindeki insanlar bile son dakikaya kadar sıralamayı öğrenemediler. Öğrenemezlerdi de zira liste basına verilmeden bir gece önce belirlendi. CHP en sessiz sakin liste sıralaması yapan parti oldu. Belediye başkanlığı aday belirleme sürecinde olduğu gibi, belediye ve il genel meclis üyesi adaylarını açıklamayı da tüm partilerin sonrasına bıraktı. Tüm partilerin aday adaylarının heyecanlı bekleyişi kesin listelerin açıklanmasıyla birlikte son buldu.
Ya şimdi…
Ya şimdi şimdi ne olacak? Epeydir sahada liste başı olurum diye canla başla seçmenden oy isteyen aday adaylarından küskünlük yaratıp sahalardan çekilen olacak mı? Kırılıp kızanlardan, götürüp başka partiye oy veren olacak mı? En önemlisi de geçmiş seçimlerde olduğu gibi listeye giremeyen ya da listenin en seçilemeyecek yerlerinden aday gösterilenler, parti yönetimlerine sövecek mi? Söverler mi sövmezler mi bilmiyorum lakin bazı partilerde geçmiş dönemlerde sövenlerin liste başı olduğunu açıkça görüyorum!
Şimdi sıra vatandaşta…
Listeler belli olup tüm partilerin belediye başkan adayları da, il genel meclis üyesi adayları da, belediye meclisi üyesi adayları da belli olduğuna göre sıra 37 gün sonra yapılacak seçimde vatandaşın oy kullanmasına geliyor.
Şimdi vatandaş listeleri talan edip, adayları analiz edip kimin yaşadığı şehre daha iyi hizmet edeceğini değerlendirecek. 37 gün içinde kim vatandaşa daha çok dokunur, projelerini daha iyi anlatırsa şansı artar. Kim daha seçilmeden ben oldum cakası satarsa sonunu hazırlar. Seçmen artık ajanda tutuyor. Eksileri ve artıları alt alta yazıp topluyor. Adamın gözünün içine bakınca doğru mu söylüyor yalan mı, samimi mi, değil mi anlıyor. Şimdi ben de yoğun tempom arasında gerek belediye başkan adaylarının, gerekse de meclis adaylarının hal ve hareketlerini değerlendirip önümüzdeki günlerde sizlerle samimi değerlendirmeler yapmaya hazırlanıyorum. Yazımı sonlandırırken, adaylara başarılar diliyor, gerçekten hizmet aşkıyla göreve kim talipse kazansın diyorum.
Derya Özaba
Komşu Köyün Delisi